27 Mayıs 2011 Cuma

insan hakları



Eski ajandamı karıştırırken bitirmediğim bir yazı buldum insan hakları üzerine yazmışım paylaşmak istedim;

Hayat sahnesinde diğer canlılar arasında baş rolü oynayan insan serüvenine başladığı andan itibaren hep keşfetme çabası içinde olmuştur. Evrimi kesintisiz devam ederken ateşi bulan insan sahip olduğu zekanın da farkına vararak bu ateşi silahlarda kullanmaya başlamıştır. Silahı bulan insan ne yazık ki baskıcı yönetimi, sömürmeyi, ayrım yapmayı öğrenmiştir. Kısaca ''halk kendi kendini yaratırken kaybetmiştir.''

İnsanın kötü niyetinden mi kaynaklanan yoksa bir takım emperyalist güçlere karşı mı hazırlanan insan hakları bildirisi 30 madde olarak 10 aralık 1948 de kabul edilmiştir. Ülkemiz beyannameye 1 nisan 1949 da imza atmıştır.

Zaten hak ve özgürlüklere sahip olan bireylerin sırf dili, rengi, dini, ulusal ve toplumsal kökeni ayrı olduğu için doğuştan sahip olduğu hakları yazılı bir kağıda dökmesine gerek var mı?

Ne yazık ki baskıcı yönetime dur demek yaşam, sağlık, eğitim, barınma, din, seçme özgürlüğü, vicdan özgürlüğünü koruyabilmek için insanlar bu hakları yaratmıştır.

 
Siz haklarınızı farkında mısınız?

Bütün insanlar hür ve haklar bakımından eşit doğarlar peki ya sonra?

Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz, kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır. (köleliğin adı değiştirilip zamanımızda başka bir şey olmuştur.) ne kadar farkındayız?

Her şahsın dinlenmeye eğlenmeye, ücretli tatillere ihtiyacı vardır. ( Ülkemizde ne kadar mümkün? )

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. ( Biri kız çocukları mı dedi?)

Ülkemizde milyonlarca tecavüz, saldırı, tutuklama, gereksiz işten çıkarılma, işkence görme, sürgün, düşünce suçlusu olduğunu biliyor musunuz?

İnsan haklarına ne kadar sahipsiniz? Hürriyet ve istikbalinize sahip çıkabiliyor musunuz?

Ulu önderin dediği gibi...demişim ve devamı gelmemiş yazımın keşke devamını getirseymişim, bizde insan haklarından nasibimizi alsa imişiz.

Hiç yorum yok: