9 Aralık 2012 Pazar

sığınak


Bu ara kendi sığınağıma bile sığınamıyorum. Blogumun konseptini değiştiriyim dedim olmadı. yani zaten genel olarak düzenli bir insan olmadığım için düzenli olarak buraya cicişli bicişli şeyler yazamadım. Çünkü ben bi gün cicişli bicişli takılırken ertesi gün o ciciş biciş çok zor abartı ve saçma geliyor bir sonraki gün bu düşüncem saçma geliyor falan filan. Uzun lafın kısası bu aralar çok yorgunum tüm ciciş biciş öcü olarak geliyor üzerime ve insanların da kış uykusuna yatması gerektiğini düşünüyorum. oysa kış benim en sevdiğim mevsimdir niye böyle düşünüyorum onu da bilmiyorum. fotoğrafsız yazı sevmiyorum bu yüzden cimcimenin fotoğrafını paylaşıyorum.

25 Ekim 2012 Perşembe

bayram dediğin

Merhaba !

Bayramlardan akraba ziyaretlerinden yahut eskilerden bahsedip bıdı bıdı yapıp kafanızı şişirmeyeceğim. Zaten herkesin bir anısı, bir kokusu bir yaşanmışlığı vardır bunlarla ilgili...

Biz bu bayram şöyle bir şey yaptık anneannem ve kuzenlerimle :


Uzun zamandır internette görüyordum ve açıkçası çok özeniyordum bu tarz fotoğraflara.



En son biz de yapmış olduk, aynı pozları tam olarak tutturamadık, kıyafetlerimiz uymadı belki ama yaparken inanılmaz eğlendik.



Çok güzel bir anı olarak kalacak bu fotoğraflar biz de .

Fotoğraflara bakarken içimden umarım dedim aradan bir 10 yıl daha geçer yine bir araya gelir yine çok eğlenerek fotoğraf çekilmeye çalışırız.

Tam tamına pozlar ortam yahut kıyafetler uymasa da şiddetle böyle bir şey yapmanızı öneririm.

Fotoğraf pozu vermeye çalışırken bile feci eğleniyor insan :)

Herkese her şeyden önce çok tatlı bir anneanne dilerim :) daha sonra da bayramınızı kutlarım...

Sevgilerimle...

21 Ekim 2012 Pazar

Keçe ile t-shirt süsleme

Merhaba!

Siyah ve beyaz t-shirtler bizim en büyük kurtarıcımız. Giyecek bir şey bulamadığımız zaman kot üzerine bir beyaz t-shirt giyiyoruz tamamdır!

İşte ben bu çok sık kullandığım beyaz t-shirt'e biraz hareket katmak istedim.

Öncelikle keçeden 7 cm genişliğinde ve çeşitli boylarda (15, 20, 24 cm) parçalar kestim.



Daha sonra bu kestiğim parçadan kurdele yaptım:

Kurdele yapmak için önce kestiğim parça bir silindir olmak koşuluyla iki ucunu diktim:


Daha sonra iğneyi en alttan sokarak ucunu bir ön taraftan bir arka taraftan çıkararak çektim. Bu işlemi ortadan büzgü yapmak için kullandım:



Elimdeki parça şu şekilde büzgü oldu:



Büzgü olan parçamın büzgü kısmının üzerinden gene bir parça keçe geçirerek arkadan diktim:

Arka tarafı:



Ve çevirdiğimiz zaman hooop kurdele oldu :


Bu kurdelelerden istediğim kadar yaptım:

Veee son olarak da beyaz t-shirt'üme gelişigüzel diktim kurdelelerimi:


Renkli kotlara göre renk renk kurdeleler yaparsak çok hoş duracağına eminim :)

Sevgilerimle...

13 Ekim 2012 Cumartesi

çift renkli manikür

Merhaba! 

İnternette (yerli-yabancı)  çok fazla nail art ile ilgilenen blog var ve hepsi çok fazla emek harcıyor ve çok güzeller. Ben de tırnakla oynamayı sevdiğim için çok sık dolaşırım bu blogları. Kendi çapımda kolay manikürler uyguluyorum. Normalde tırnağıma gerek french yaparken gerekse çift renkli oje uygularken hep normal bant kullanırdım. 

Bir blogda gezerken normal bant yerine elektrik bandı kullandığını gördüm. Daha sonra ben de elektrik bandı deneyeyim dedim, normal banttan daha yumuşak olduğu için ojeyi kaldırmıyor ve kullanımı çok daha rahat. 

Bilmeyen varsa diye de kendi blogumda paylaşmak istedim. Bu manikürü ben genelde oje sürdüğümün ertesi günü uyguluyorum hem uçları hafif beyazlaşmaya başlıyor onu kapatıyor hem de bana farklılık oluyor. 

Manikürüm bu efendim. umarım beğenirsiniz:

Elimde bir gün önceden sürdüğüm pastel 98 numaralı oje vardı.

Elenktrink bantlarını tek tek kesip çapraz çapraz yapıştırdım :)

Tırnağımın açıkta kalan kısmına Rimmel 239 numaralı ojeyi sürdüm:

Ojelerin kuruması bittikten sonra bantları yavaşça aşağıdan yukarıya doğru çektim ve şöyle bir şey ortaya çıktı:


Gördüğünüz gibi parmaklarıma oje bulaşmış, bu makyaj blogçuluğu ne zor işmiş kardeşim allah yardımcınız olsun :)

Sevgiler...

20 Eylül 2012 Perşembe

kütükten raf yapımı

Merhaba!

Bir arkadaşımın yaptığı rafa görür görmez vuruldum ve hemen bloğumda paylaşmak istedim.

Bu güzel procenin sahibi benim liseden arkadaşım Zeynep Sengör. Bu fotoğrafı facebookta paylaştı, ben de kendisinden hemen izin istedim ve bloğuma koydum belki biri görür de esinlenir, maksat faydamız olsun :)

Zeynep artan kitaplarına çözüm bulmak için bir kütükten yararlanmış bakın ortaya ne güzel bir şey çıkmış:


Zeynep kütüğün uçlarını koli bandı ile tutturmuş. Kütükte raflarda kahverengi olduğu için pek göze batmıyor, zevke göre istenilen renge boyanabilir tabi.

Sizce de çok güzel olmamış mı?

12 Eylül 2012 Çarşamba

nah öylesiniz!



Merhaba sevgili bloğum bugün sana içimi dökeceğim:

Sevgili blog; bir insan hiç mi dandik yerlerde yemek yemez? ne biliyim yani canı hiç mi goralı çekmez? Benim çeker mesela blog ben 2 haftada bir 3 liralık çiğköfte yemezsem ölürüm yanına şalgam içmezsem elim ayağım titrer. el alem sürekli çayın 10 liralık olduğu yerde mi oturur blogcum? ben öyle yere girsem kasılmaktan başım döner.

Canım blogum; bir insan hiç mi kocasıyla sevgilisiyle kavga etmez? Ben mesela hep en sevdiklerimle didişirim. Hep en sevdiklerime en büyük zararı veririm. Şimdilik ''kocişko'' diyeceğim bir kocam yok blog. olsa da demem zaten ''kocişko'' nedir allasen blog? Benim sevgilim-kocam bana çiçek ya da meyve sepeti yollasa ben onla orjinal ol diye kavga ederim, millet bununla övünüp fotoğraf çekip paylaşıyor bir de aklım almıyor blog?

Şekerim blog; millet kocasıyla fotoğraf çekilip altına ''aşk budur'' yazıyor. İçimden hassiktir ordan asıl ''para budur'' yazasım geliyor kendimi çok zor tutuyorum.

Kendi evlerinde olduklarını belirtmek için ''evim evim güzel evim'' yazıyorlar blog. Ben ayda bir odamda değişiklik yapmazsam ev bir canavar olup salyalarını üzerime akıtıyor kafam almıyor.

Tatillere gidip boy boy fotoğraflar koyuyorlar sonra tüm bir yıl kıçlarını sıka sıka taksit ödemeye çalışıyorlar sonra da bize yutturuyorlar değil mi blogcum?

Kimse geçim derdi yaşamıyor aslında, çocuğu olmayan çocuk istemiyor, evi olmayan ev istemiyor zaten diğ mi blog?

Herkes kocasına aşık, kimse boşanmayı düşünmüyor, bekarlar koca istemiyor.

Nah istemiyor lan!!!

Nah inandırırsınız bizi!!!

İçinizde hepiniz mutsuzsunuz! Dertsiz insan olmaz. Zengininden fakirine, eğitimlisinden en cahiline herkesin çeşit çeşit derdi var. Bunları da yansıtsanıza lan sahtekarlar topluluğu!!

Bir anlık boşluğa gelip bunların hayatını gerçek sanıp, mutsuzluğa bile kapılabilirsiziniz aman dikkat derim.

Sizin hepinize komple güven duymuyorum. Samimi hiç bulmuyorum. Hatta ölseniz arkanızdan fatiha bile okumam yemin ederim.

Ben yer yer mutluyum. Bazen çok mutsuzum. Ayda bir depresyondayım. Okulumu bitirebilmek için kıçımdan terler akıyor. En azından samimiyim acılarımı yoksunluklarımı paylaşmaktan da hiç utanmam. Çünki ben bir 'İNSANIM'

şimdi insan olmayanlar düşünsün.

öperink!


4 Eylül 2012 Salı

dreamcatcher

Merhaba!

Ev değişikliğimiz sebebiyle yeni evde aklımdaki tüm proceleri mekan değişikliği sayesinde uygulamaya başladım.

Öncelikle yatak başıma bir ''dreamcatcher'' yaptım.

Neymiş bu dreamcatcher derseniz; kızılderili inancına göre rüyalar küre şeklindedir ve büyük küre olanlar kabus küçük küre olanlar ise güzel rüyalardır. Yatak başına asılan dreamcatcher büyük olan küreleri (yani kötü rüyaları) ağlarına takarken güzel olan yani küçük küre şeklinde olan rüyaları ise ağlarından geçirir ve biz onları görürüz. Dreamcather'ın el emeği olması gerekmektedir. Bir süre sonra kötü rüyalarla dolacağından ya ökseotu ile tütsülenmeli ya da gün ışığı alan bir yerde bir gün bekletilmelidir.

Bende çok kabus görmeme rağmen koyuldum dreamcatcher yapmaya :) görüntüsü beni çok cezbettii odama ayrı bir hava katacağını düşündüm. Yaparken youtube'ta ve internette çok gezindim. En kolay ve açıklayıcı şekil için buyrun tık tık.

İşte dreamcatcher'ım:



Malzemelerin tamamını bakırköy'den aldım. Eminönünde de çok kolay bulunacağını düşünüyorum.


Keşke rüyalar için dreamcatcher yaptığımız gibi gerçek hayat için de yapabilsek; kabus gibi insanları bize yaklaştırmadan atsa hayatımızdan ne güzel olur diğ mi?

Sevgilerimle...

2 Eylül 2012 Pazar

saç uzatan bakım

Merhaba!

Ben sürekli saçımın şekliyle oynarım kısaltırım, kahkul bırakırım en olmadı uçlarını boyarım sonra gene kesmek zorunda kalırım ama aynı zamanda da uzun saça bayılırım! Bu gelgitlerim arasında internette bir tarif buldum onu kendimce değiştirdim ve uyguladım inanılmaz sonuçlar elde ediliyor!

Hala bilmeyen görmeyen varsa benim blogumu okur da yapar memnun kalır diye paylaşıyorum:

Bu arada tarifi hangi siteden aldığımı referans olarak yazmak istedim ama bir sürü sitede bu tarif var ve ben uzun zamandır bu bakımı kafadan yaptığım için hangi site olduğunu unutmuşum bu yüzden referans veremiyorum.

Tarife gelince malzemeler şöyle:


  • sinemaki otu
  • bemiks kompoze vitamin
  • zeytinyağı
  • hint yağı
  • tatlı badem yağı
 Bu yağlardan hint yağı ve tatlı badem yağı saç uzatmaya yararken zeytinyağı saçı güçlendirip uçlarına bakım yapıyor.

Tarifin yapımı da şöyle:

Öncelikle bir tutam sinemaki otunu 1 çay bardağı kadar suda kaynatıyoruz. Bu karışım soğuduktan sonra sinemakiyi süzüp yaprakları atıyoruz. Kalan suyun içine bemiks ampul'u kırıyoruz. Bemiks ampulu iki kat kağıt havlu yardımıyla kırarsak kazaları da önlemiş oluruz. Daha sonra ben göz kararı atıyorum içine yaklaşık 1 yemek kaşığı kadar da yağlardan ekliyoruz. Ben saçımın sadece diplerine değil bakım yapsın diye her yerine sürüyorum. En az 2 saat bekletip yıkıyoruz.

Yalnız bu bakım çok kötü kokuyor bu yüzden ben banyodan çıkarken saçımı en son sirkeli su ile duruluyorum. Kokuyu büyük ölçüde azaltmış oluyor.

Umarım tarif işinize yarar ben çok faydasını gördüm, şu an da saçım istediğim uzunluğa geldiği için yapmıyorum...Tarifi düzenli olarak 3-4 hafta üst üste yaparsanız çok daha faydasını görürsünüz...

Yaparsanız yorumlarınızı bekliyorum :)

Sevgiler...

31 Ağustos 2012 Cuma

pantolondan şort procesi

Merhaba!

Anneannem ile benim ortak yapımım pantolonu şort yapma projesini paylaşmak istiyorum.

Dünyanın en tatlı anneannesine sahip olup bu şansı sizlerden çaldığım içinde şimdiden özür diliyorum :) Şaka bir yana anneannem 75 yaşında ama ruhu 18-19 olan bir kadın. Kendi asla koyu renk giymez bana siyah giydirmez, mango indirimlerini ondan haber alırız, canı sıkılır kahve almaya eminönüne iner. Evinin temizliğine asla kimseyi bulaştırmaz, dedemin aşk mektuplarının yerini asla söylemez, kar yağdığında bize kar oynamaya gelir 3 kızı 6 torunu vardır hiç birinin hakkını öbürüne geçirmez dizi saatinde ararsanız telefonu geçiştirir yeri gelir suratınıza kapatır ve sizi sonsuz sever.

Bu sene bir haftasonu kaçamağı yapalım dedik kuzenlerimle ve ben sene içerisinde hiç tatil yapmadığım için şortum yoktu almaya da vakit yoktu tesadüf anneannemde bizdeydi hooopp ortaya şöyle güzel bir şey çıktı:

Senelerdir giymediğim pantolonum:


Hooop kestim şöyle oldu:


Anneannem de bir yandan bu minikleri ördü:



Sonra bu dantelleri şorta ekledik ve ortaya şöyle bir şey çıktı:



Giyince de şöyle durdu efendim:



 Çarpık bacaklar için kusra bakmıyoruz değil mi? :)
Umarım Birilerine bir yerlerde ilham olabilirim sevgilerimle...

27 Ağustos 2012 Pazartesi

kolye askılığı procesi

Merhaba!

Ben çok maymun iştahlı bir insan olup, sürekli ordan burdan alıp alıp takmam depolarım. Kolye askılığı projemde işte bu sebepten çıktı. artık çekmeceye sığmayan kolyeleri bir yerlere tıkıştırmam ya da asmam gerekiyordu. Ben de hem askılık yapayım hem şık görünsün diye bir şeyler yapmak istedim.

Buna benzer bir fotoğrafı da yanlış hatırlamıyorsam pinterest'te görmüştüm. Kendi süper haruka fikrimmiş gibi size anlatıp altına bir de blogumdan bir şey almayın bak suç aman ben çok akıllıyım çok yaratıcıyım olaylarına girip ne okuyucumu ne kendimi kandırmak istemiyorum. Bir şeyleri görüp ondan esinlenmek ve yapmak da başlı başlına bir iş ve söylemek de kesinlikle ayıp değil. Ayıp olan çalıp, başka insanlara kendi fikrinmiş gibi göstermektir. Sosyal mesajımı da verdikten sonra proceye geçebiliriz :)

Burada bize lazım olan malzemeler:


  • Çengelli vida (her nalburda var)
  • Yün, ya da iplik kurdele zevkinize göre ne isterseniz
  • Ağaç dalı 
  • Bahçe makası ( Ben ağaç dallarını bahçe makası ile kestim siz kesmek için başka bir yol bulursanız buna ihtiyaç yok tabii)
Malzemelerimizi sağladıktan sonra ağaç dallarını istediğiniz boyutta biri öbüründen 10 cm kadar uzun olmak şartıyla kesiyoruz. Bunu yapma amacım yukarıdaki kısa parçaya kısa kolyelerimi asmak istemem. Eğer kısa kolye kullanmayı sevmiyorsanız ya da benimki tek parça olsun derseniz bir tane ağaç dalı da kullanabilirsiniz.


Ağaç dallarını ayırdıktan sonra bir yün yardımıyla iki parçayı birbirine bağladım:


Daha sonra bu dal parçalarına istediğim aralıklarda kancalı vidaları taktım:


Kolyeleri takınca da şöyle bir şey oldu: 




Ben bu askılığı yapmaya başladığımda evde kurdele yoktu. Bence kurdeleyle yapılırsa hem daha sağlam olur hem daha şık durur.

Umarım hoşunuza gitmiştir. Belki ben de birilerine ilham kaynağı olurum o zaman ne mutlu bana...

Sevgiler...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Hama Boncukları

Merhaba!

Uzun zamandır bloğumla ilgilenemiyordum. Şimdi vaktim varken benim çok geç keşfettiğim mükemmel stres attırıcı bir şeyi yazmak istedim.

Bahsetmek istediğim şey hama boncuğu. Ben bunları ikea'da çocuk bölümünden aldım. Esasen hama boncukları  oyuncak olarak satılıyor. Ama bizim sıkılgan ve yerinde duramayan türk veletlerine uygun bir oyuncak olduğunu hiç düşünmüyorum :) Bu yüzden hala çocuk kalmışların daha bir ilgisini çekiyor bence. 

Bu boncuklar aşağıdaki gibi plastik farklı 10 renkte koca bir kavanozun içinde satılıyor. Yanlış hatırlamıyorsam kavanoz fiyatı 17 liraydı.



Bu boncuklarla şekil oluşturmak için bir de yanlarından aşağıdaki fotoğraftaki gibi plaka alıyorsunuz. Bu plakada 4-5 lira civarındaydı.


Daha sonra ben yeni başladığım için açıkçası yaptıklarımın çoğunu internetten buldum. Bunun için google'a perler, hama beads, pyslla, fuse beads yazmanız yeterli binlerce şey çıkıyor zaten.

Ben yaptığım bir kaç şeyi burda da paylaşıcam, beğendiğinizi sizde yapabilirsiniz müthiş stres attırıyor. Biz bir de arkadaşım Deniz'le işi abarttık hama boncuklarını aldıktan sonra soluğu eminönü'nde alıp magnet, toka ve kolye malzemeleri aldık kendi takılarımızı kendimiz yaptık :)

Çok yakışıklı olduğumuzu söylerler:

Bardak altlığım:


Çakma agatha toka nasıl yapılır adlı çalışmam:





Tek taşımı kendim yaparım:


Bu cupcakeler yüzük oldular:


Kedim cimcime:


Buz dolabı süsü oldu:

Bloğumun misafir yazarı canım pelinime kitap ayracı yaptım ama üşengeçlikten veremedim hala:

Bu köpekçiği bloğumdaki çekilişi kazanan filiz'e yollamıştım benden hatıra:



Bu cupcake toka oldu:


Pembiş kemik de toka oldu:

Cupcake tokam:


Bu gitar keman çalan bir arkadaşıma kitap ayracı olarak yapıldı. Keman yapmayı beceremdiğim için gitar yapıp kemanmış gibi davrandık.

Çeşitli kitap ayraçları bunları hep hediye yaptım herkese kitap okumayı sevdiricem!!


Bıyık kolyem. Gün içinde istediğim vakit bir adama dönüşmemi sağlıyor :)


Bunu starwars hastası kuzenime yaptım:


Annem canlı çiçek sevmez bu yüzden bende aşağıda ki çiçeği yaptım ona:


Gene çok sevdiğim bir arkadaşım için onun mesleğiyle de alakalı olan deney tüpü yaptım bu da toka oldu:


Bıyığı her yerde kullanmazsam ölürüm hastalığına yakalandım:


Bahsettiğim gitar-keman kitap ayracı:


Yavrum poz da verir:


Aşağıdaki kurdele de toka olacaktı ama ne yazık ki plakadan çıkarırken kırıldı. Bu arada nasıl yaptığımı anlatmayı unuttum. Boncukları plakaya istediğimiz şekilde dizip üzerine yanmaz kağıt koyuyoruz. Daha sonra iyice ısıttığımız ütüyle 3-4 dakika bastırıp soğumasını bekleyip plakadan çıkarıyoruz.



Umarım açıklayıcı bir yazı olmuştur. Bu arada resimler istediğim gibi olmadı yaptığım gibi telefonla fotoğrafladım ama sonradan hepsini bir araya getirip makinayla çekmek çok zor oldu. Fotoğraf kalitesi için kusra bakmayın der kocaman öperim.