25 Aralık 2010 Cumartesi

''EBEVEYN''

İşe önce ebeveyn sözcüğünün tanımı yaparak başlamak istiyorum: Hayatta hiç bir zaman kafalarındaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak edemeyen insanlara ebeveyn denir.
İnsanlar çocuk sahibi olarak mucize yarattıklarına inanıyorlar. Kendi dinlerinin peygamberleri oluveriyorlar bir anda. Geçici ölümsüzlüklerini görüyorlar o minik can'da.
Kendilerinden bir parça bırakıyorlar akılları sıra, o gidecek fakat ondan bir parça daima dünyada kalacak. ondan o'na ondan o'na.
Anne-Baba oluyorlar çünkü bunu yapacak güçleri var çünkü kendi anne babalarına torun veriyorlar. Yardımcı oyunculuktan başrole terfi oluyorlar böylelikle.
Toplum onlardan bebek bekliyor, onlarda toluma nur topu gibi bir can veriyorlar. Hemde bu işi öylesine abartarak anlatıyorlar ki sanki çok matah bir yanı varmışçasına. Aferin size iki dakika zevke gelerek kendi insanınızı yarattınız bayan x ve bay y. Sevilmek için ''kendi insanını'' yaratmak bunun adı.
İşin garip yanı yarattıklarını sandıkları minikten kendilerine benzemesini istiyorlar hemde aralarında hiç bir bağ yokken. Evet bay y sen o minik burnunu sende o güzel gözlerini geçirebilmişsin çocuğuna bayan x ama onun ruhunu yönetmeniniz belirledi. onu rahat bırakın bence. tıpkı bir bulut bir yıldız gibi senin ama senin değil o.
Bayan x ve bay y yabancılardan boş yere korkuyorsunuz çünkü dünya yabancılardan boş yere korkup kendi yakınlarından zarar gören insanlarla dolu. Yavrunuza kim zarar verebilir öğrenmek isterseniz buyrun size bir adet ayna verelim ha ne dersiniz?
''Yaratılan'' çocuk büyürken her ölümlü gibi altarlara çıkar ve ruhundan bir parça koparır atar aşağıya kurban verir ''tanrılarına''. Ama sonra geri kalan ruhu bir ağaç kurdu gibi kemirir onu. Çünkü; ne tanrılarının istediği kadar tam olabilmiştir ne de tanrıları kadar yarım kalabilmiştir.
Oynadığı oyunun farkına varması ise tam bu zamana denk gelir sevgi yalanını keşfetmiştir masumiyeti son bulmuştur. Oyunun perdelerini kapatmak ister fakat ne zaman dokunsa perdeye, kırmızı kadife kumaş elinde kalır. kapatamaz.
Aniden dekor değişir çocuk başrol olarak bulur kendini sahnede.
Bu arada; sahnelenen oyuna bir isim vermemişim oyunun adı:
''Kalp kırıklıkları öldürür insanı''.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Bunları bilebilmek güzel ama bizler de ebeveyn olduğumuzda uygulayabilecek miyiz acaba?

buzdansiginak dedi ki...

Bizde sevgiye aç olduğumuz için çocuk yapacağız, başrole geçeceğiz bi nevi. Fakat kendimden tek ricam çocuğumun benden bağımsız bir birey olduğunu unutmamam olacak tabi sizdende :)

Unknown dedi ki...

Eninde sonunda biz de unutacağız kendi çocukluğumuzu ve yönetmeye başlayacağız çocuklarımızı.

Arada belki hatırlarız onun da bağımsız birey olduğunu.

Bebekken düşün. Her yönüyle masum, korunmasız, saf. Onu koruyorsun, seviyorsun üstüne titriyorsun. Kendince doğruyu, yanlışı öğretiyorsun. O çocuk büyüyor, bir çevre ediniyor büyüdükçe. Önce aile, sonra akrabalar, sonra sokaktaki oyun arkadaşları, komşu çocukları, okul arkadaşları, öğretmenleri... Sen de büyüyorsun çocukla ama hala daha çocuk karşındaki, korunmaya ihtiyacı var. Adı da var bu duygunun; annelik duygusu, babalık duygusu.

Çocuk daha da büyüyor. Ergen dönemleri, ilk sivilceleri, ilk hormonal düzensizlikler, aşırı duygu yüklemeleri, ilk aşkları... Çocuktur büyüyecek diyorsun. Ergenlik; dışavurum, isyan zamanlarıdır. Çocuktur geçer...

Çocuk büyüdü üniversiteyi bitirdi, iş buldu. Daha işin başında. Tecrübesiz. Durmak yok yola devam...

Çocuk büyüdü evlendi. Biz yaşlandık. Ona bakıyoruz geçmişimizi görüyoruz değil mi?... Bu böyle uzaaar gider. Ta ki biz ölüp de çocuğu yalnız bırakana kadar. Gerçi yalnız kalacağını hiç sanmıyorum. Ancak yaş kemâle erince. O da zaten ondan sonra değişmez bir kurala bağlı kalarak çocuklarını o şekilde eğitecek. Çocuklarından gördüğü şeylere hayıflanacak, kendi gençliğini anacak, "Ah şu zamane gençleri" diyecek.

Maksat burada kafa karıştırmak falan değil. Ama bildiğim bir şey var. Her çocuk kendi özgürlüğünü, kendi haklarını kendisi kazanır. Yollar değişir ama sonuç genelde aynıdır.

Haksız mıyım komşu?

buzdansiginak dedi ki...

haklısın :)
oyun hiç bitmeden devam ediyor...